Arkadaşım Diyabet Aile Kampı 2023 yapıldı: “Diyabet olmak eğlenceli olmayabilir, ancak diyabetiniz olsa bile eğlenebilmelisiniz”

Bilindiği gibi, bir çocuk Tip 1 diyabet olunca, “diyabetli bir aile”den söz etmek daha doğrudur. Aileler uzun bir süre diyabetin kendi çocuklarında görülmesini kabullenmekte güçlük çekerler; kabullenme aşamasından sonra ise, var güçleri ile çocuklarını sağlıklı olarak büyütmeye odaklanırlar, bunun için neredeyse her şeyi yapmak isterler.
Tip 1 diyabetli çocukların ve ailelerinin, diyabeti kabullenmelerini kolaylaştırmak, yalnız olmadıklarını hissettirmek, güncel ve doğru bilgileri iletmek ve diyabet yönetim becerilerini geliştirmek, deneyim, duygu paylaşımı ve eğlenme ortamı yaratmak amaçları ile 2018’den beri, “Geleceğin Yıldızları” ekibi ile düzenlenen “Arkadaşım Diyabet Aile Kampı”nın dördüncü ve beşinci dönemleri 19-21 ve 23-25 Ağustos 2023 tarihlerinde Uludağ’da gerçekleştirildi. Bu yıl kamplara 142 aile (238 anne-baba, 142 diyabetli çocuk, 75 diyabetli olmayan kardeş), 34 kamp ekibi ve “Geleceğin Yıldızları” koçları olmak üzere toplam 520 kişi katıldı. Yine bu yıl Deprem bölgesinden 51 olmak üzere toplam 57 ailenin ücretsiz katılımını sağladık. Destek olanlara (Birçok aile ve kişi, ilaç endüstrisi, 2440. Bölge Rotary E- Kulübü, Panorama Global, Helmsley Vakfı, Bridge To Turkey) çok teşekkür ederiz.
Kamp ekibinde, çeşitli diyabet merkezlerinden ve hastanelerden hekim, hemşire, diyetisyen ve öğrencilerin yanısıra, deprem bölgesinden Dr. Gül Direk Trabzon, Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Beslenme ve Diyetetik Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Feride Çelebi Ayyıldız, Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü öğretim görevlisi Dr. Dyt. Hülya Yılmaz ve çok sayıda tip 1 diyabetli abi/abla ve tip 1 diyabetli çocuk aileleri yer aldı.

Kampta eğitim

Kampta ailelere ve çocuklara yönelik olarak, ayrı ve paralel eğitim progamları düzenlendi. Ailelere yönelik eğitimlerde, “tip 1 diyabet tedavisinde güncel ve pratik öneriler”, “kök hücre tedavisi konusundaki yeni gelişmeler”, “yeni tedaviler ve teknolojiler”, “Loop deneyimleri”, “beslenme ve KH sayımı”, “okulda diyabet bakımı”, “hipoglisemi tedavisi”, zor durumlarda ebeveynlik, kabullenme süreci, ergenlik dönemi, yeme bozuklukları”, “diyabetle yaşamımız ve deneyimlerimiz”, “Cambridge ve Barbara Davis Diyabet Merkezi izlenimleri” gibi konular yer aldı. Çocuklara yönelik eğitimlerde ise diyabet ekibi üyelerinin yanı sıra, deneyimli tip1 diyabetliler görev aldı ve bu eğitimlerde aşağıdaki soruların üzerinde duruldu.
1.Diyabet nedir? Neden diyabet oldum? Diyabet geçer mi?
2.İnsülin ne işe yarar? Ne zaman ve vücudumun hangi bölgelerinden insülin yapmam gerekiyor?
3.Normal glukoz (şeker) ne demek? Şekerin hedefte olması, yüksek, düşük olması ne anlama geliyor?
4.Neden bir şey yemesem bile şekerim bazen yüksek gidiyor? Yüksek şeker durumunda ne yapmalıyım?
5.Şekerim düştüğünde ne yapmalıyım?
6.Sağlıklı beslenme ne demek? Problemli yiyecek ne demektir? Hangi yiyecekler problemlidir?
7.Ara öğün almam şart mı? Yatmadan önce, gece boyunca şekerim düşmesin diye bir şey yemem/ içmem gerekiyor mu?

8.Egzersiz şekerimizi nasıl etkiler? Bisiklete binmek bizi niçin mutlu eder?
9.Okuldayken nelere dikkat edelim? Beden eğitimi dersine girmemde sakınca var mı? Okul gezisine katılabilir miyim?
10.Diyabetle arkadaş olmak mümkün mü?
“Diyabet olmak eğlenceli olmayabilir, ancak diyabetiniz olsa bile eğlenebilmelisiniz”
Önceki yıllara göre kalabalık olmasına rağmen, kampın iki dönemi de bilgi, sevgi, çoşku, kaynaşma ve dayanışma dolu geçti. Uzun süredir birliği yaptığımız İsveçli çocuk diyabet uzmanı Ragnar Hanas’ın Diyabet olmak eğlenceli olmayabilir, ancak diyabetiniz olsa bile eğlenebilmelisiniz” sözünü tam olarak yaşama geçirdiğimizi, bunun yanında kapsayıcı ve bütün soruları cevaplamayı amaçladığımız eğitim programı ile tip 1 diyabet yönetiminin iyileştirilmesinde önemli bir etki sağladığımızı söyleyebiliriz. Kamp süresince, birçok aile ve çocuk, kendilerinden başka yüzlerce diyabetli olduğunu görmenin etkisi ile yalnız olmadıklarını hissetme ve tip 1 diyabeti kabullenme konularında değişime uğradılar. Deprem bölgesinden gelen aileler ile diğer aileler tam bir kaynaşma yaşadılar ve hepsi her fırsatta deprem sonrası oluşan kara bulutları bir süre de olsa geride bırakmanın, güncel bilgilere ulaşmanın, kendilerini değerli hissetmenin mutluluğu için şükran duygularını ifade ettiler.
Aileler arasında en önemli konulardan birisi, uzun zaman geçse de çocuklarının ve kendilerinin diyabeti kabullenme güçlüğü çekmesiydi. Bu konuya değinen tip 1 diyabetli çocuk annesi Ayşem Büyüksökmen Biz aile olarak diyabeti kabul edince çocuğumuz da kabul etti” diyerek, önemli bir gerçeği dile getirdi. Ayşegül Keçeciler ise, “Anne ve baba olarak en büyük sınavı çocuğumuz diyabet olunca verdik. Çocuğunuza güvenin. Diyabetli olmayı değiştiremeyiz ama kendi tepkilerimizi/ davranışlarımızı değiştirebiliriz. Anneler çocukları diyabet olunca işlerini/ kariyerlerini/hobilerini bırakmasın dedi. Ailelerin hemen hepsi, tip 1 diyabetin iyileştirilmesi ile ilgili “müjdeli” haber bekliyor ve bunun bir an önce olmasını istiyor. Oysa, beta hücre nakli ile ilgili çalışmalarda bir hızlanma olsa da henüz yolun başlarında olduğumuzu kabul etmek gerekiyor. Tabi esas konu, iyileştirici adımları beklerken çocukların sağlıklarını korumak ve bunun içinde glukozun mümkün olduğu kadar 70-180, hatta 70-140 mg arasında olmasını sağlamak. Kampa katılan ailelerden ve uzun süredir “açık yazılım otomatik insülin iletim sistemlerini” kullanan ve bu yöntemi başka ailelere öğreten Gökhan Aygün, kızının glukoz seyrinin an be an izlediğini ve “Loop” sistemi ile anında müdaheler yaparak 70-140 mg arasında olma oranını % 70’lerin üzerinde tutabildiğini anlattı. Kampa katılan ailelerin güncel gelişmeleri öğrenme ve uygulama konusunda güçlü bir motivasyonunun olması ekip olarak hepimizi mutlu etti ama ülkemizde hala sensörler başta olmak üzere diyabet teknolojilerine devlet desteğinin yeterli desteğin olmaması hepimiz için en önemli üzüntü kaynağı oldu. Bu yılki kampta tip 1 diyabetli çocuklara ve ailelerine ruhsal destek sağlamanın önemi ve diyabetle yaşamanın getirdiği ruhsal sorunlar ve doğru yaklaşımlar konularını çocuk ruh sağlığı uzmanı Ferda Volkan anlattı ve ailelere “çocukları ikna etmek için konuşmak yerine onları dinlemeye odaklanmalarını vurguladı.

Dr. Kağan Ege Karakuş ve tip 1 diyabetli ekip üyelerinin etkisi

Kamp ekibinde çok sayıda tip 1 diyabetli olması hem çocukları hem de aileleri güçlü bir şekilde etkiledi; ayrıca çocukların eğitimlerini yüklenen arkadaşlar geçen yıllara göre eğitim ve etkileşim açısından fark yarattılar. Bunların içinde, Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bu yıl bitiren, bundan sonraki kariyerini tip 1 diyabet araştırmacısı olarak planlayan, 6 yaşından beri tip 1 diyabetli Dr. Kağan Ege Karakuş, kampın en çalışkanlarından olarak ayrı bir ışıkla dolaştı ve ailelerin/çocukların hayatına karışarak, onlara iyimserlik enerjisi taşıdı. Bizler de onun bu etkisinin artması ve ekibimizin diyabet birikimlerini ileri taşıması için elimizden gelen desteği vermeye çalışıyoruz. Kağan, kampın son konuşmacılarındandı ve kendi yaşam öyküsünü anlatırken, kampta değindiğimiz her şeyi pekiştiren çok etkili bir konuşma yaptı. Aşağıda önce kampın kazanımlarını ve öne çıkan konuları özetleyeceğiz, daha sonra ise Kağan Ege Karakuş’un diyabet tedavisi ile ilgili deneyimlerini paylaşacağız.
Kampın kazanımları
1.Deprem bölgesinden gelen aileler ve çocukları ile, kardeşlerimizle kaynaştık; onlarla dayanışmamızı sürdüreceğiz. Kampın en çok onlara yararlı olduğunu hissettik.
2.En önemli beklenti olan «yalnız değiliz» duygunuzun güçlendiğini çok yakından gördük.
3.Ailelerin ve çocukların bilgisini, diyabet yönetimi becerilerini ve motivasyonlarını iyi/çok iyi bulduk. Öğrenmeye ve başkalarına öğretmeye devam etmelerini önerdik.
4.Karbonhidrat sayımı ve diğer konuları kafalarında büyütmemelerini, “yapabileceklerini” vurguladık.
5.Kamptaki dayanışmayı ülke düzeyine yaymak için hep beraber seferber olmayı önerdik.
6.ÇÖZGER raporu almaktan hiçbir şekilde çekinmemelerini vurguladık.
7.Tip 1 diyabet bakımında, teknoloji kadar, besinlerin yönetimi ve ruhsal destek, güçlendirici aile tutumları, akran etkileşimleri, iyimserlik ve dayanışma önemine dikkat çektik.
8.Hedefleri sıkılaştırma, glukoz seyrini 70-140 mg arasında ve HbA1c’yi % 6.5 altında tutmak için gerekenleri yapma zamanı olduğunu ve bunları gerçekleştirmenin her zaman kolay olmasa da mümkün olduğunun altını çizdik.
9.Sensörler başta olmak üzere, diyabet teknolojileri diyabetli çocukların ve ailelerinin yaşamını/kaderini değiştirdiğini, bunlara herkesin eşit erişimi için daha güçlü bir şekilde mücadele edeceğimizi söyledik.
Tip 1 diyabetli Dr. Kağan Ege Karakuş’un önerileri
1.Akşam yatmadan önce kesinlikle şekerime bakarım ve aşağıdaki sorular üzerinde düşünürüm.
a.En son ne zaman yemek yedim, önümüzdeki saatlerde karbonhidrat veya yağlar şekerimi yükseltir mi?
b.Bugün çok hareket ettim mi?
c.En son ne zaman insülin yaptım aktif insülin var mı?
2.Uyanınca kesinlikle şekerime bakarım ve aşağıdaki noktaları dikkate alırım.
a.Hedefte miyim, gece şekerim düşmüş veya yükselmiş mi?
b.Ne zaman kahvaltı yapacağım?
c.Kahvaltı yapmayacaksam sabah hormonları için birkaç ünite düzeltme yaparım.
3.Her zaman yemekten önce bolus yaparım.
4.Her gün insülin yerini değiştiririm, rotasyonu atlamam.
5.Lantusu her zaman vaktinde (+/- 20 dakika) yaparım, yapamıyorsam Novorapid/Humalog ile pompayı taklit ederim (saat başı 1-2 ünite).
6.İnsülinsiz asla dışarı çıkmam, dışarı çıkarken hipoglisemi riskimi değerlendiririm.

7.Hipoglisemileri tedavi ederken aşırıya kaçmamak için çaba gösteririm. Olur da fazla karbonhidrat tüketirsem en kısa sürede insülin yaparım.
8.Her fırsatta düzeltme yaparım, motive bir günümdeysem 150, değilsem 160-170’ten sonra düzeltme dozu yaparım.
9.Sık yemekten kaçınırım, ara öğün/atıştırmalık yersem de insülin yaparım.
10.Sensör verilerimi sık sık değerlendiririm. Bazallarım, beslenme düzenim, uyku düzenime bakarım.
Sonuç yerine
Kamptan diyabetli çocukların ve ailelerinin yaşamının iyileştirilmesi için 30 yıldır sürdürdüğümüz çalışmalarımızı geliştirmek için güç ve coşku ile kamptan döndük. Beraber olmak, düşünmek, paylaşmak, eğlenmek hepimize iyi geldi. Ekip olarak Tip 1 diyabetli çocuklar için ve aileleri için çalıştığımız için mutluyuz. Daima yanınızda olduğumuzu unutmayın. Bu kadar iyi insanı uzun zamandır bir arada görmemiştik. Bir kez daha çalışkan, alçakgönüllü ve iyi insanlara teşekkür ederiz. Dileriz hayat hep böyle sürer ve daha çok kampa benzer!
26 Ağustos 2023
Koç Üniversitesi Çocuk Diyabet Ekibi